Kod Dostu

Kod Dostu

İzmir Oyuncak Müzesi

Geçen sene Toplum Gönüllülerinde dahil olduğum projenin etkinliğinden sonra arkadaşlarımın planına uyarak Konak - Varyant da açılmış olan İzmir Oyuncak Müzesine gitmiştik. Bir Sunay AKIN hayranı olarak İstanbul Oyuncak Müzesini görmeyi çok isteyen ben çok yorgun olduğum için İzmir Oyuncak Müzesine gitmek istemedim fakat beni ikna ettiler ve gittim. Neyse Oyuncak Müzesi görünüp biz ona yaklaşmaya başladıkça güzelliği de ortaya çıkmaya başlamıştı. Sağdaki fotoğrafta gördüğünüz İzmir Oyuncak Müzesi. Çok güzel :)

Beni ikna eden arkadaşlarıma içeri girmeden teşekkür etmeye başladım. Geldiğim için sevinmiştim çünkü. İçeri girdik ve dolaşmaya başladık. Dolaştıkça, gördüklerim arttıkça sevincimde arttı. Bu aşamada oyuncakların bilgilerine bakmadığımı farkettim. Çok kötü, böyle bir şey unutulur mu? Unutmuştum işte. Hatırlamam bir arkadaşımın tarihi eski bir oyuncak karşında şaşırması ve benimde neden şaşırdığını ona sormam oldu. Daha sonra son baktığım oyuncağın yanına döndüm. İşte o an mutlu oldum :D Tarihine bakma niyetiyle eğilince oyuncak koleksiyonunun Sunay AKIN koleksiyonundan parçalar olduğunu okudum :) İşte o zaman dünyalar benimdi. Sanki İstanbul Oyuncak Müzesi ayağıma gelmişti. Büyük bir zevkle dolaştım müzeyi, her bir oyuncağın fotoğrafını çektim. Oradan ayrılmak istemesemde ayrıldık. Sonrasın da uzun süren bir mutluluk sürecine girdim.

Bu yazıyı yamayı düşünmüyordum. Oyuncak Müzesini tanıtacağını düşünsemde oyuncak fotoğraflarının yer alması fikri hoşuma gitmiyordu. Fakat üstünden uzun bir süre geçti ve artık koymamın sakıncasının olacağını düşünmüyorum. Belki oyuncaklar bile değişmiştir, uzun süredir gidemedim çünkü :(

İzmir Oyuncak Müzesinin sitesinde yeni bir etkinlik var mı diye dolanırken nacizane bir katkı yapayım istedim de diyebiliriz :) Buyur müzeden kareler :)









Read More...

CMMI Seviyeleri

Daha önceki ŞU yazımda CMMI ın ne olduğundan, nereden (neden) çıktığından ve temel bilgilerinden bahsetmiştim. Bu yazımda CMMI ın seviyelerinden ve bu seviyelere ulaşmak için yapılması gerekenlerden bahsedicem.

CMMI Seviyeleri
Seviye 1 >>> Başlangıç (Initial)
  • Başarı kişisel gayretlere bağlı, yazılım süreci gelişi             güzel ve karmaşıktır.
  • Süreç yetenekleri önceden belirlenemez.
  • Kriz durumunda var olan planlar terk edilir.
Seviye 2 >>> Tekrarlanabilen (Repeatable)
  • Proje yönetimi kontrolleri belirlidir, projeler belirlenen planlarına uygun gerçekleştiril ve yürütülür.
  • Yazılım gereksinimleri belirlenir, gereksinimler ile ilgili ürünler oluşturulur ve denetlenir.
  • Proje süreçleri proje yönetimi tarafından etkili bir şekilde kontrol edilir. Projeler planlı, başarılımış, ölçülmüş ve kontrol edilmiştir. 
  • Gereksinimler, surecler, cikti is urunleri ve hizmetler yönetilir. Is urunlerinin ve saglanacak hizmetlerin durumu tanimlandigi noktada yönetimin görusune aciktir. 
  • İş sonuçları taraflar tarafından gözden geçirilir.
  • İş ürünleri onlara özel hedefleri, standartları ve gereksinimleri içerirler.
Seviye 3 >>> Tanımlı (Defined)
  • Yazılım süreçleri iyi tanımlanmış ve anlaşılmıştır.
  • Standart süreç yönetimi ile organizasyonel boyutta tutarlılık olmalıdır.
  • Projeler standart süreci uyarlama yöntemine göre uyarlanırlar. Tüm süreçlerde standart yazılım geliştirme sürecinin bu uyarlanmış hali kullanılır.
  • Süreçler 2. seviyeye göre daha özenli ve detaylı tanımlanmıştır. 
Seviye 4 >>> Yönetilen (Managed)
  • Sürecin başarısı için alt süreçler seçilir ve bu alt süreçler ölçüm teknikleri kullanılarak kontrol edilir.
  • Kalite ve surec performansinin nicel hedefleri tesisi edilir ve sureclerin yönetiminde bir kriter olarak kullanilir.
  • Süreçler ölçülür ve ölçülebilen sınırlar içinde işler gerçek verilere dayanarak tahmin edilebilir. 
  • Süreç performansının öngörülebilmesi 3. seviye ile temel farkıdır.
Seviye 5 >>> İyileştirilen (Optimizing)
  • Süreçten gelen sayısal geribeslemelerve teknolojik imkanlardan faydalanılarak sürekli süreç iyileştirmesi yapılır. Tüm organizasyon bu iyileştirmeye odaklıdır.
  • 5.ve 4.seviye arasindaki önemli bir ayrim, adreslenen sureclerin degisme derecesidir. 4.seviyede surecler, surec degiskenliginin özel nedenleri ve sonuclarin istatistiksel öngörusune odaklanmistir. 5.seviyede ise surecler, surec degiskenliginin genel nedenleri ve surecin degisimini (surec basarimindan istatistiksel öngöruye) adreslemekle ilgilenir.
Hedeflenen CMMI Seviyelerine Ulaşmak İçin Yapılması Gerekenler

Üst yönetimin kesinlikle bu işe inanması,  özel ilgi göstermesi gerekmektedir. Kaynaklar tüm şirketlerde kısıtlıdır bu yüzden kaynak tahsisinin yapılması gerekmektedir ki bu da üst yönetimin kendini adamasıyla gerçekleşebilmektedir.
  • Hedefin net olması, ortak hedef bilinci.
  • İyileştirme çalışmalarının bir proje olarak ele alınması ve üst yönetim tarafından takip edilmesi.
  • Görev ve sorumlulukların çok net olarak belirlenmesi.
  • Tüm çalışanların katılımı ve süreçleri benimsemesi.
  • Ödüllendirme
Read More...

SUNAY AKIN İZLENİMLERİ

Sunay AKIN'ın bornovaya geleceğini daha önceki yazımda söylemiştim. Gösteri için ne kadar heyecanlı olduğumu da belirtmiştim. Dün Sunay hoca ilçemize geldi ve İnsan Hakları Haftası bünyesindeki Kardeş Payı adlı paneli gerçekleştirdi.

Sunay AKIN konuşmaları içerisinde tarihte hakları, özgürlükleri için her şeyi yapan insanlardan bahsetti. Kitap okuma konusundaki geriliğimizden bahsetti. Dallandı her zamanki gibi ama temel olarak üzerinde durulması gerekenler bunlardı. Anlattığı hikayeler, güncel durumlara karşı söylediği zekice sözler, yaptığı espiriler kısacası Sunay AKIN kısmında her şeyi müthiş olan bir paneldi. Fakat organizasyon safhasına biraz değinmek istiyorum. Sunay AKIN gibi söyleşileri her zaman dolu geçen bir kişiyi davet ediyorsunuz fakat İzmir gibi bir şehirde bu tarz entellektüel aktivitelere diğer şehirlere oranla daha fazla katılım gösterilebileceğini hesap edemiyorsunuz. Nasıl bir düşünce yapınız var sizin? Salon dolmuş insanlar NİKAH SALONU'nun giriş bölümünde dışarıdan gelen sesler yüzünden sesi zar zor duyarak panel seyrediyorlar. Hadi diyelim bu oldu. Başka salon yok anladım. Projeksiyonla da yatsıtmışsınız aferin. Benim bildiğim nikah salonlarında sandalye denilen insanların oturduğu araçların sayısı oldukça fazladır. Neden o giriş katına projeksiyon koyan zihniyet sandalyeleri oraya sıralayarak minik bir salon oluşturmadı? İnsanlar panelin yarısında ayrılmaya başladılar. Napsınlar ben ve arkadaşım genç olduğumuz halde yorulduk. Belimiz uzun süre ağrıdı. Yaşı daha ileri olan insanlar napsın? Tabiki de ayrıldılar. O insanların zevklerini köreltmeye ne hakkınız var? Bide panelin başlamasından otuz dakika gibi bir süre sonra 15 - 20 adet sandalyeyi getirip insanlara dağıttılar. Alın avunun der gibi. Orada da bizim seyir zevkimizin afedersiniz içine ettiler. Neyse salon girişinde içeriye istedikleri kişileri alan istedikleri kişileri almayan güvenliklere hiç değinmicem. Bundan sonraki kültürel aktivitelerde daha dikkatli olunması dilerim.

Bu olumsuzluklara rağmen zevkli bir kaç saat yaşattığı için Sunay AKIN a çok teşekkür ederim. Buna vesile olanlara da buruk bir teşekkür sunarım ;)

NOT:

Hikayelerden buraya örnekler yazmamanın sebebi Sunay hocanın konuşması içerisinde sıkça kullandığı "Okuyun" kelimesidir. Okuyun öğrenin. Oraya giderek bizler okumadan da öğrendik ama bir şeylerden feragat ettik. Bizimki de bir beleşçilik durumu değil anlayacağınız :D
Read More...

Mini Tog Pazar

Her zaman güzel işlere imza atan TOG dan bir tane daha yaralı organizasyon bizlerle :)

Toplum Gönüllülerinin pazar organizasyonlarından bir tanesi Tog - İzmir de 10 Kasım günü yapılan galasıyla beraber başlamıştı. Tabi bu pazar geniş çaplı bir organizasyon olmadığı için ve bizim küçük koordinasyon merkezimizde gerçekleştirildiği için mini pazar adı verildi. Ben 10 Kasım da gerçekleştirilen pazara iş görüşmemden dolayı katılamamıştım. Bir daha olacağı için birazda rahattım. Bugün ikincisine katılma fırsatım oldu ve organizasyonu yerinde görme, katılım yapma (az da olsa) fırsatım oldu. Peki nedir bu mini tog pazar? Neden yapılıyor? Togun parası bitti de eşyalarını mı satışa çıkarttı?

Tabikide togun parası felan bitmedi. Eşyalarını satışa çıkarmış değil. Toplum Gönüllülerinde yatişkin bir gönüllü olan Dilek NAM hanım efendinin tanıdıklarından veya tanımadıklarından topladığı eskimemiş, yırtığı lekesi olmayan eşyaların çok ucuz fiyatlara satılarak gelir elde edildiği bir pazar organizasyonu olan mini tog pazar; toplum gönüllüleri izmir adına Gençlere Değer kampanyasına katkı sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Fikir olarak bunu ortaya atan Dilek Hanıma gerek Dokuz Eylül tog gerekse Ege tog dan arkadaşlarımızın yardımlarıyla organizasyon gerçekleştirildi ve gerçekleştirilmeye katılımlarınız ile devam edilecek :)

Tog pazarda aklınıza giyim ile ilgili ne geliyorsa hepsini bulabilirsiniz (İç giyim hariç). Bu eşyaların fiyatları  1 tl, 5 tl  ve  10 tl olarak değişmektedir. Tabi daha üst bir fiyat vermek için yapacağınız pazarlık aralıklarıda vardır :D

Ben bugün ilk kez katıldığım için erkek reyonunda hoşuma gidebilecek (zor beğenirim) eşyaları bulamadım. Bir önceki pazarda satılmışlar sanırım :D ama bir tane buldum. Yandaki poların kendisini değil ama benzerini (gerçekten çok benzeri) 5 tl ye aldım. Dışarıda almaya kalksam fiyat vermeyeyim ama 5 i bir şeylerle çarpıp yanına sıfır/sıfırlar eklemem gerekecekti.

Bu ve bunun gibi çok güzel eşyalar tog pazarda sizleri bekliyor. Hemde gayet uygun fiyatlara. Katılımınızı bekliyoruz :)
Read More...

SUNAY AKIN BORNOVADA

Dün okulumun hiç kullanmadığım çıkışlarından bir tanesini kullanarak sınavın verdiği yorgunluk ve bir sonraki günkü sınava hazırlanma gerekliliğinin verdiği sıkıntı ile yürürken ışıklarda kırmızı amcanın bana dur dediğini fark ettim. Büyüğü dinlemek lazım dimi ama :) Bu bekleme aşamasında sol tarafımdaki arkadaşıma dönmek için kafamı çevirdiğimde tam arkamızdaki tellere bir pankartın gerili olduğunu ve üzerinde de benim çok sevdiğim şairlerden bir tanesinin resminin olduğunu gördüm. Sunay AKIN. Pankart şunu diyordu. "Sunay AKIN 8 Aralık günü saat 16:00 İzmire hemde Bornovaya geliyor." Ne güzel bir haberdir bu. Bu sıkıntı dolu anlarımda, kendi kendimi boğmaktan ellerimin ağrıdığı şu zamanlarda nasıl bir haberdir bu. Kolumdan çekiştirilerek yolun karşısına geçirildiğimde çarşamba günkü her işimi kafamda bitirmiştim. Böyle olması gerekiyor :)

Tabi oradaki bilgi yeterli olmadı. Küçük bir araştırma yaptım. Geliyorda neden geliyor? nereye geliyor?
Bornova Belediyesi'nin Aralık ayının sosyal etkinliklerin ilk haftasında ‘Kadının Seçme ve Seçilme Hakkı’, ‘Engelliler Günü’ ve ‘İnsan Hakları Haftası’ panelleri kapsamında ilçemize geliyormuş.
Sunay AKIN Bornova Belediyesi Yeni Nikah ve Meclis Salonu'nda saat 16.00’da yapılacak ‘Kardeş Payı’ isimli panele katılacakmış.

Eğer o güne kadar ölmezsem orada olacağım. Bu büyük şairi, bu büyük yazarı, bu büyük düşünürü dinlemek isteyenlerin, düşüncelerini merak edenlerin bu panele katılmalarını öneririm. Çok şey kaybetmezsiniz, çok çok şey kazanırsınız. Bornovada Küçükparkta bir kafede oturup nargile içmek yerine büyükparka kadar yürüyüp panele katılmanız sizin için büyük bir kazanım olucaktır.

Önümüzdeki hafta gerçekleşecek etkinlikler;
>>> 6 Aralık >> 14.00'te Mevlana Toplum ve Bilim Merkezi çok amaçlı salonu >> ‘Kadının Seçme ve Seçilme Hakkı’ Paneli'nin konuşmacısı CHP milletvekili Türkan Miçoğulları ve Bornova Belediyesi CHP Meclis üyesi Avukat Şenay Biçer.
 >>> 6 Aralık >> 5.00'te Yeni Nikah ve Meclis Salonu >> Dünya Engelliler Günü nedeniyle düzenlenecek ‘Ben Sen Olabilirdim’ konulu söyleşinin konuğu ise Prof. Dr. Şule Erçetin.
 >>> 8 Aralık >> Yeni Nikah ve Meclis Salonu >> ‘Kardeş Payı’ konulu panelin konuğu Sunay AKIN.
Read More...

Yeni İşletim Sistemim LİNUX -- UBUNTU

Linux sistemlerine olan ilgimden dolayı uzun süredir işletim sistemimi değiştirmeyi ve linux sistemleri hakkında daha çok bilgi edinmeyi amaçlıyordum. Fakat gerek iş güç gerekse linux konusundaki tecübesizlik yüzünden bu isteğimi sürekli ertelemekteydim. Ama sonunda istediğimi yaptım ve linux dünyasına adımımı attım :)

Dün akşam bilgisayarımın başında oturmuş haftaya her gün girmek zorunda olduğum toplamda altı sınavım için çalışsam mı diye düşünürken bir yerlerde pardus ile ilgili bir şeyler gördüm. Asıl isteğim pardus kullanmaktı. Şeytan bir şekilde dürttü ve " hadi kur, ne olacak ki?" dedi. Bende hemen pardusun sitesine giderek bilgilerimi tazeledim. :( Sonrasında da vazgeçtim. Baştan formatlama yaparak windows u kaldırıp pardusu kurmak şu aşamada korkuttu beni. Çünkü herhangi bir hatada eski sistemimin geri gelme şansı ortadan kalkabilirdi. Buda benim tüm bilgilerime veda etmem, sınavlar öncesi zaten az olan notlarımı da kaybetmem demekti. Neyse Pardus ile ilgili bilgi taraması yapmak istedim. Dallandım dallandım linux sistemleri hakkında taramalar başladı ve o da ne? Neyle karşılaştım. :D Ubuntunun windows kullancıları için hazırlayıp resmi olarak desteklediği wubi yükleyicisi. :D

Wubi tıpkı diğer windows uygulamaları gibi basit ve kolay bir şekilde ubuntuyu makinelerimize yüklememizi ve kaldırmamızı sağlayan bir uygulamacık. cık dememin sebebi iki üç tıklama ile ubuntuyu sisteminize kurabilmeniz. Eğer Linux ve ubuntuyu merak ediyorsanız Wubi tam size göre.


Kurulumu anlatmamamın sebebi zaten internette var olması. Var olan bir şeyin aynısını internete yükleyerek bir çöplük oluşturmak asla istemeyeceğim bir durum.

Ubuntuyu kurduktan sonra ilk yaptığım şeylerden birisi masaüstümü düzenlemem oldu.

Bunun için Avant pencere gezginini Main Menu deki Ubuntu Software Center dan bulup yükledim. Daha sonra bu programcık üzerinde çeşitli oynamalar yaparak sağ taraftaki masaüstüme ulaştım :)

Sistemi tarayıp ne var ne yok diye uzun süre gezindim. Main Menu kısmında Ubuntu Software Center en dikkat çeken yerlerden bir tanesi. Amacınıza uygun linux için geliştirilmiş yazılımları buradan kolayca bulup sadece install (türkçe ubuntuda indir :P) a tıklamanız yeterli. O buluyor, yüklüyor, kullanılır hale getiriyor. Ben hemen yazılım geliştiriciler için geliştirilmiş Bluefsih Editor ü yukledim. Belki daha iyileride vardır bilmiyorum ama yazdığım kodlarda iyi verim aldığım bir idesi var. Diğer yüklediğim programlar FileZilla, aMSN vb.

Sonra PHP yi ben nasıl kullanıcam dedim. Bi sanal sunucu lazım. Nette biraz araştırma yaptım ve çok çok basit bir şekilde hemde sisteme kodla müdehale ederek apache ve PHP5 i kurdum :D

Main Menüden Accessories den Terminal i çalıştırıp aşağıdaki kodları sırası ile uygulamak yeterli.

sudo apt-get install apache2
sudo apt-get install php5
sudo apt-get install libapache2-mod-php5
sudo /etc/init.d/apache2 restart

Evet işte bu şekilde ilk olarak linux a kod ile müdehalede bulunmuş oldum :D İstediğim de buydu zaten. Fakat Apache ve PHP i kurduktan sonra /var/www dizini içerisinde değişiklik yapılamadığını fark ettim. Dosya izinlerinde bir şeyler vardı.

Bunun içinde Terminale gelip sudo chmod 777 /var/www -R yazmak yeterli oldu. Daha sonrasın da ilk PHP kodumu ubuntuda yazarak ve çalıştırarak rahatladım :D

Uzun lafın kısası artık bir linux kullanıcısıyım. Fakat bunu hala windows kurulu halde yaptım. Yakında linuxu iyice öğrenip tamamen (windows u kaldırarak) geçiş yapmak istiyorum. Bilgisayarla iç içe olan kullanıcılara önerim linux u denemelisiniz. Hız istemez ve bireysellik  misiniz?
Read More...

CMMI (Capability Maturity Model Integration)

     CMMI Nedir?
     Toplam Kalite Yönetiminin üretim aşamalarındaki etkisi tüm dünya tarafından kabul edilmiş ve süreçleri daha üretken hale getirme noktasında TKY yöntemleri kullanılmaya başlanmıştır. Çok eskiye dayanmayan bu yöntem ve teknikler sürekli geliştirilmektedir. Ben TKY içerisinde yer alan, yazılım geliştirme süreçlerinde çoklukla başvurulan CMMI modelinden bahsedeceğim. Kısaca CMMI nedir?, Nereden çıkmıştır? ve CMMI ile ilgili temel bilgiler nelerdir? sorularına değinip model hakkında bir bilgi aktarımında bulunacağım.

     CMMI kelime anlamı alarak Yeterlilik Olgunluk Modeli Entegrasyonu anlamına gelmektedir. CMMI kurum ve kuruluşların üretim süreçlerini iyileştirmeleri için atmaları gereken temel adımları gösteren bir Süreç İyileştirme Modelidir. Rehber diyebileceğimiz CMMI iyileştirme için ne yapılması gerektiği noktasında etkilidir fakat nasıl yapılacağı noktasında kesin bir şey söyleyemez. O sadece olgun olmayan bir süreçten olgun, disiplinli bir sürece geçmek için nelerin yapılması gerektiğini söyleyerek bir yol haritası oluşturur. CMMI da olgunluk gelişimi CMMI olgunluk seviyeleri ile sağlanır. Her seviyenin kendi içinde belirli süreçleri vardır ve o süreçler tamamlanmadan diğer sürece geçmek mümkün değildir. Bu da sürekli bir iyileşmenin, gelişmenin göstergesidir. CMMI, dünyada ve Türkiye’de daha çok IT sektöründe,  yazılım geliştirme yapılan kurum, departman ve projelerde kullanılan bir referans model olarak uygulanmaktadır. Özellikle savunma sanayi başta olmak üzere; Ar-Ge ve yeni ürün geliştirme konusunda hizmet veren kurumların aradıkları bir standarttır.
     1970 lerde Amerikan Savunma Bakanlığının aldığı yazılım ihalelerinde başarısızlıklara uğraması sonucu (Projeleri tamamlayamama, çok geç tamamlama, süre-maliyet tahminlerinin yanlışlığı) Carnegie Mellon Üniversitesinden, çok az sayıdaki yazılım firmalarını analiz ederek, bakanlığın ihtiyaç duyduğu yazılım firması sayısını karşılayabilmek için diğer başarısız olarak görülen firmalarında kullanabileceği bir model oluşturmasını istemiştir. Böylece CM, CMMI süreç iyileştirme yaklaşımını geliştirilmiştir.
      
     CMMI sürecine dahil olan herkes ile tek tek ilgilenilmesi ve ayrıca her bir seviye için 8-12 ay arasında bir eğitim alınması gerekmektedir. Nitelik danışmanlık firmaları her seviye için $60.000 - $70.000 arasında bir ücret istemektedir.

     Beklenen Maliyetler ???
  • CMMI denetimine girilebilmesi için, CMMI ekibinde olacak en az üç kişinin Introduction To CMMI eğitimini alması gerekmektedir. Ki bu eğitimde SEI (Software Engineering Enstitute) tarafından onaylanmış bir kişi tarafından verilmelidir.
  • Ön denetim maliyeti
  • Denetim maliyeti
  • Süreç destek araçlarının üretim maliyeti
  • İşgücü maliyeti
  • Süreç iyileştirme çalışmalarındaki motivasyon arttırıcı ödüllerin maliyeti.
     Yorucu, maliyetli bir model olarak görülmesine rağmen hiçte öyle olmadı dünya çapında büyük kurum ve kuruluşlarca kullanılmasından anlaşılan bu modelin seviyeleri ve bu seviyelerin süreçleri ile ilgili ayrıca yazacağım bir yazı olucak. CMMI yazı serisini kaçırmamanızı ve sadece burasıyla sınırlı kalmayarak daha başka kaynaklardan özellikle ingilizcesi olanların yabancı kaynaklardan araştırma yapmalarını öneririm.
     İyi geceler ;)
Read More...

16. GENÇLİK KONSEYİ

Geç kalmış bir yazı, internet yokluğundan değil yoğunluktan olsa gerek diye düşünüyorum. Neyse zamanı geldi işte ve başlıyorum artık :)
16 - 19 Eylül 2010 tarihleri arasında Bolu da gerçekleştirilen Toplum      Gönüllüleri 16. Gençlik Konseyi katılımcılarından bir tanesi bendim. Ben ve Gamze arkadaşım Ege Üniversitesi Toplum Gönüllülerini temsilen bu konseye katıldık. Tabi katıldık derken şunu belirtmek istiyorum. Hadi biz gidelim temsil edelim demedik. Bunun bir seçim süreci oldu ve sonunda ikimiz seçilerek katılımcı olduk.
     Burada "Konsey nedir?" sorusu akıllara gelmiş olabilir. TOG Konsey Toplum Gönüllüsü gençlerin en önemli paylaşım alanıdır. Türkiye genelindeki Toplum Gönüllüleri Örgütlenmelerinden (üniversite kulüpleri, toplulukları, üniversite dışı örgütlenmeler) katılımcılar, vakıf bünyesinde gönüllü veya profesyonel olarak çalışan ve farklı sivil toplum kuruluşlarından kişiler TOG Konsey katılımcıları arasındadır. Her konseyin belirli bir konusu/konuları vardır. Konsey bünyesinde geçmiş senelerde yapılanlar hakkında bilgi paylaşımında bulunulur ve gelecekte yapılacaklar hakkında yol haritası çizilir. TOG Konsey bir yıl içerisinde iki kez gerçekleştirilir.  Daha fazla ayrıntı için : http://www.tog.org.tr
     15 Eylül gecesi saat 11:30 aracıyla yolu koyulmaya başladığımızda konseyin nasıl farklı bir şey olduğunu anlamaya başladım. İki kişi olarak bindiğimiz otobüste dokuz kişi Toplum Gönüllüsü olduk :) Hepimizde konsey katılımcısıyız. Otobüs yolculuklarında uyumama huyum olduğundan sabaha kadar oyalanacak bir şeyler bulmalıyım diye bütün gece düşünen ben yerime oturduğumda buna gerek kalmadığını fark ettim. Çünkü Gamze arkadaşım ile ayrı yerlere oturmamızı isteyen şirketteki arkadaşlar, gerçekleştiremediğimiz yaz projesinde tanıştığım Hacettepe örgütlenmesi gönüllüsü Buket arkadaşımla bizi yan yana oturtmuştu. Muhabbet sohbet müzik felan derken Ankaraya vardık. Ankara otogarı'nda buluşulacak ve oradan da Boluya hareket edilecekti. Otogarda ki bekleme süremiz biraz abartılsa da önemi yoktu çünkü TOG birbirine ısınıyordu.  Neyse boluya vardık ve Abant İzzet Baysal Üniversitesinin dağ başındaki kampüsüne gittik. Dağ başında dediğime bakmayın gerçekten hoşuma gitti. O doğallıkla iç içe olmak, sessizliğin ve sakinliğin tadını çıkarmak, yurt yolundaki manzaraya bakmak gerçekten harikaydı. Bir ara Gamze ye "Ben buraya geçiş yapmak istiyorum." gibisinden bir şaka dahi yaptım. Tabi şaka Ege bir numara :P

     Vardık ve başladık programa. Daha doğrusu başlamışız zaten :D Adı güzel içeriği doyurucu olmayan, her ikisi de güzel olan, her ikisi de kötü olan eğitim, konferans vb. şeye katıldım, katılmadıklarım hakkında bilgi aldım (tabi bunlar benim fikrim). En sinir bozucu olan hala TOG u benimseyememiş insanların olduğunu görmek oldu. Eleştiriden başka bir şeyin olmadığı bir konsey geçirdim. Sözde sloganımız "Eleştirmek değil, değiştirmek için...". Nedense virgülden sonrasına geçemiyoruz. Kurucu Üyelerden İbrahim Betil'in saha buluşması grubuna denk geldim şansıma. Abi sen bari yapma. Fikir soruyorsun sonrsında o fikirleri çürütmek için elinden geleni yapıyosun ama doğru yolu söylemeden. (doğru yol varsa tabi)

      Yeni temaya geçilecekti ve geçildi ama bir sürü soru işaretiyle. Özgür ve Demokratik Üniversite. Bu tema kimlerin haklarını koruyor veya kimlerin durumlarını değiştirmeye yönelik çalışmaları kapsıyor gibi şeylere neredeyse değinilmeden "Özgürlük nedir?", "Demokratiklik ..." gibi şeyler konuşularak geçiştirildiğini düşünüyorum. Bize tema lazım mı diye gerçekten düşünmeye başladım. Tema o kadar çok lanse edildi ki "ahanda gerçekten bir şeyler değişicek." dedim. Ama bakıyorumda değişen yok ya da ben duymuyorum görmüyorum. Bundan sonraki fikrim sürekli değişen bir tema değil TOG misvon ve vizyonları öncülüğünde oluşturulacak bir tema ile gidilebildiği yere kadar gidilmesi yönünde. Ya da olmasın mı tema acaba? Tartışılabilecek bir konu.

     Bitirirken konseye katılmayı düşünen toplum gönüllüsü arkadaşlara söylemek istediğim bazı şeyler var. Böyle bir ortamı bulmak gerçekten çok zor. O kadar farklı ama eşit, sizinle bir şeyler paylaşmak isteyen insanı bir arada bulmak, her ama her türlü konuyu konuşabilmek harika bir duygu. Yapılan atölyeler, açık alanlar alt grup çalışmaları (bizim alt grup çalışmamız saat 2 ye kadar sürdü) gerçekten doyurucu, öğretici oluyor. Tabi katılacağınız atölyeleri, açıkalanları vb. seçerken dikkatli olun. Memnun olacağınızı düşündüklerinize katılın.
      Gerçekten bitirirken :) konseyde bize sunulan imkanlar gerçekten güzeldi. Ulaşım, kalacak yer, yemek vb. Bu konularda emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Her öğünde tavuk yemeseydik daha da iltifat edebilirdim ama :P bu kadar yeter hehe.
      Bu arada konsey ön kitabına göz atmak isteyenler için aşağıda linkini paylaşacağım adresten konsey içeriği ile ilgili daha fazla bilgiye ulaşabilirler ;)
     http://issuu.com/emrahgursel/docs/16gk-onkitap?mode=embed&layout=http%3A%2F%2Fskin.issuu.com%2Fv%2Flight%2Flayout.xml&showFlipBtn=true

              Bir şarkıyla veda edelim :)
             Our House : Crosby, Stills & Nash

Read More...

Bugün Sevinçli Günüm

     Evet, uzun süredir bu kadar sevinçli olduğumu hatırlamıyorum. Hatırlayamıyorum. Okulum için İzmire geldiğim günden bu yana iş ile birlikte hayatım çok yorucu bir hal aldı. Bunlarla beraber iki yıla yakındır gönüllülük yaptığım Toplum Gönüllüleri Ege Üniversitesi Öğrenci Topluluğunun da projelerine katılmaya devam ettim. Kısacası anlayacağınız enerjimi istediğim alanlarda istediğim şekilde harcadım, harcıyorum. Fakat bu değişken hayat çizgim üzerinde bugün olduğum kadar sevinçli olamadım (bu yıl için konuşuyorum sadece). İzmire geldiğim ilk hafta uydunet e başvurmuş ve netimin bağlanmasıyla evimden işlerime odaklanma isteğim amacına ulaşmaya yaklaşmıştı. Fakat uydunet modemimin bozuk olduğu gerçeğinin farkına varmama çok sonra karar verince (teknik servisin gelmesi için 3 hafta bekledim) bütün hefeslerim sönmeye başlaması bende bi asabiyete ve ümitsizliğe neden oldu. Fakat bu asabi halimde dahi insanları kırmadığımı açık bir dille korkmadan söyleyebilirim. Her neyse :) Yaptığım işlerden zevk alamadığım zamanlar dahi oldu. Bi nete neden bu kadar taktığımı bende anlamıyorum ama taktım ve olmadan devam ederse hayatımda bazı şeylere son vermeye karar verebilecek duruma geldim. Gerek kalmadı ama. Buradayım ve netim bağlandı :) sevinçliyim ve öyle kalmayı ümit ediyorum.
     Bu süreçte uğrama isteği duymadığım blogum ilk geldiğim yerlerden bir tanesi :) heralde düzelme başladı. Aslında bu yazı bir hevesle oluştu ve içerisinde kendi başına bir konu olabilecek çok konu var. Onlarda artık bu blogtan ya da başka bir blogtan!!! aktarılmaya çalışılacaktır. Neyse  hadi görüşürüz, artık buralardayım :P
Read More...

İstanbuldan Kareler



Bahar Sarhoşluğu

İlk sevgilinin gülüşüne benzer
Bir Nisan havası değil mi esen?
Zincirlere, kelepçelere inat,
Kanatlarımı açmak zamanıdır;
Allaha ısmarladık kaldırımlar.
Giyenler düşünsün dar elbiseyi,
Ölçülü sözü, hesaplı adımı
Ben kurtuldum kafeste kuş olmaktan;
Saltanat sürer gibi uçuyorum,
Erik ağacı gelin olduğu gün.
Hayranım bu şehrin bacalarına
İrili ufaklı hep bir ağızdan.
Nasıl derinden bu gökyüzüne doğru
Bir türkü söylüyorlar öyle sessiz!
Dumanın daim olsun güzel baca!
Yuvası saçakta kalan kırlangıç,
Yavrusu dallara emanet serçe,
Derken camiler üstünde güvercin
Minareler katından geçiyorum
Gökyüzü mahallesi İstanbul’un
Süt beyaz bir martıyım açıklarda
Gemilere ben yol gösteriyorum,
Buğday ve ilaç yüklü gemilere
Bir kanat vuruşta bulutlardayım;
Bir süzülüşte vatanım dalgalar!
Cahit Sıtkı Tarancı



    
Read More...

Sunay Akın'dan İlginç Şiirler ve Fotoğraflar



KIRMIZI

Sevgilim kızma sakın
ve lütfen yanlış anlama
kırmızı rujunu sürünce
paramın yetmediği
elma şekerleri
geliyor aklıma

HÜCUM EMRİ

Kum taneciği
kaçtı diye gözüne
emir veren generalin
iki dakika daha
çok yaşadı insanları
o şanslı kentin


JİLET

Kamaralarında çıplak
kadın resimlerinin asıldığı
savaş gemisinden
bozma bir jilet
her traş oluşumda
hem okşar
hem kanatır
tenimi

KIZ KURUSU

Pulsuz zarf gibisin
üstünde adresi
evde kaldın
n'aber kız
kulesi

KÖMÜR

Yine bir kömür
kütürdedi sobada
kayıp bir madencinin
kalbi rastgeldi
atıverdi sıcak odada
Read More...

PHP Dersleri

Read More...

Toplum Gönüllüleri Üzerine

     Merhaba okuyucu. Üzerime yazılmış olan bu harfler ile sana Toplum Gönüllüsü olmak nasıl bir şeydir bundan bahsetmek istiyorum. Bunları beni oluşturan kullanıcımın yardımlarıyla yapıcam. Bir çok kez beni açmış bir şeyler karalamış fakat son anda vazgeçmişti yazmak istediklerinden. Tabi bunları bir tek ben biliyorum. Neden mi vazgeçiyordu? Hımmmmm, herhalde yazacaklarından emin değildi. Ya da düşüncelerinin değişebileceğini düşünüyordu. Kim bilir?

     Toplum Gönüllüsü tanımlarını bir çok kez farklı yaptı. Anlam veremedim. Nasıl değişiyordu bunlar bu kadar? Ama ben onlara takılmak istemiyorum. Ben gördüğüm kadarıyla TOG hakkında bir şeyler sunmak istiyorum ki bunu kullanıcımdan izinsiz yapıyorum :) Bir gün bana "Toplum Gönüllüsü olmak bencil olmamaktır." demişti. Düşündüm. İnsan kendisini düşünmeden başkasını nasıl düşünebilir diye. Eğer ben mutlu değilsem başka birisini nasıl mutlu edebilirim? Ben rahat değilsem karşımdakini nasıl rahat ettirebilirim? Burada şunu düşündüm. Evet bunlar yapılabilir. Bunları ancak büyük ÇOK büyük yüreğe sahip insanlar yapabilir. Aradan bir kaç gün geçti kullanıcım ziyarete geldi beni. Evet bakalım neler diyecek dedim. İnanamasam da beni teyit eden şeyler yazdı. Evet benim düşündüklerim onun düşündükleriydi. Aramızda güzel bir bağ oluşor anladım :D O gün bir şey daha dedi. "Toplum Gönüllüsü olmak zorluklara göğüs gererek amacların uğrunda her şeye katlanmaktır." Evet doğru. Amacların uğrunda her ama her şeye katlanmalı pes etmemelisin. Savaşmalısın. Ama böyle iyi düşünceye sahip insanların ne gibi sorunları olabilirdi ki? Daha sonra da sorunlardan bahsetti.

     Neler dedi peki? İşte;
     *** Bürokratik engeller ***
     *** Aile önyargıları ***
     *** Maddi ihtiyaçlar ***
     *** Bir araç olarak görülmek ***
     *** Gönüllülerin Togu kendi haz duyguları için kullanmaları ***
     *** Gönüllülerin arkadaşlarını yarı yolda bırakması ***   vb. vb. vb.

     Şaşırdım ve üzüldüm. Devlet kendi eksiklerini kapatan kişilerin kendisini küçük düşürdüğünü mü düşünüyor acaba? Bu insanların amaclarının bu olmadığını anlıyorum ama anlamayan kaskafalar, işte onlar bunun cezasını mutlaka çekeceklerdir. Aileler, alışkın olmadıkları bu tarz uygulamalara karşı önyargılı olmakta bence haklılar. Burada gönüllülere büyük görev düşüyor. Onların görevlerini yaptığına inanıyorum da onlara yardım etmesi gereken kişilerin ellerini kollarını hiç bir şeye bulaştırmadıkları muhakkak. Hepsi mi? Tabiki de hayır. Kullanıcımın ne kadar neşeli bir şekilde okul müdüründen, servis şöföründen, babadan, anneden vb. bahsettiğini hatırlıyorum. Maddi ihtiyaçlar??? İnsanlar paraya muhakkak ve daima ihtiyaç duydular duyuyorlar. Devletten destek almak bu konuda güç duruyo çünkü gönüllüler belli ki devleti rezil etmeye çalışıyor =) Devlet kendisini rezil etmesi için birilerine hiç yardımda bulunur mu? :) Duyun beni duyun. Bu insanlar sizin kapatamadığın açıklıkları yama yapmaya çalışıyor. Sizinle işleri yok.

      Gönüllüler Togu neden kullansın? Hemde haz duyguları için. Bu yazacaklarım eğer okurlarsa bir çok kişinin hoşuna gitmeyecek. Ama biliyorum kullanıcım beni sonuna kadar korur :) Sevgilin mi yok, üzülme koş toga gel bulursun bir tane. Proje neden yapasınki sen bul gönlünün eşini bak işine ;) Yanlış anlaşılmasını istemem. İnsanlar arasında duygusal ilişkiler her an olabilir. Benim söylediğim sadece kız/erkek bulmak için bu tarz yapısal uygulamalarda yer alan kişiler. Diğerleri beni ilgilendirmez zaten. Ortam mı istiyorsun? Hımmm Tog var. Gel sende gel. GELME!!! Sadece toplantı sonrası, proje sonrası, eğitim sonrası eğlenceleri düşünüyorsan gelme. Yararın olmaz. Burdan kullanıcımın arkadaşlarına sesleniyorum. Sakın ona bu düşüncelerinizi belli etmeyin. Daha başka şeylerde vardır ama ben bu kadarına değiniyorum.

     Gönüllüler sadece yukarıdaki sebeplerden ötürü mü diğer arkadaşlarını yarı yolda bırakırlar? Galiba hayır. Kullanıcım projede neler yaşadığını, nasıl yerlerde kaldığını, neler yediğini, neler içtiğini, nasıl gidip nasıl geldiğini vb. çok anlattı. Ve şunu dedi: "Kimse rahatını düşünmüyor ki. Herkes düşünceleri hayata geçirmeye çalışıyor." İşte yok yemek kötü, yok yatacak yer berbat, yok ulaşım zor. Bunu önceden bilmeyipte gelen kişilere hiç bir şey söyleyemem. Hakkım yok. Ama bunların hepsini bilipte gelen, daha önceden yaşayıpta gelen kişilere şunu derim. SİZİN GERÇEK BİR TOPLUM GÖNÜLLÜSÜ OLDUĞUNUZU DÜŞÜNMÜYORUM.

     Evet haddimi aşmadan bitiriyorum yazımı. Umarım anlatmak istediğim vermek istediğim şeyleri vermişimdir. GERÇEK Toplum Gönüllülerine çok ama çok teşekkür ediyorum. Bazı şeyleri anlamlı kıldıkları için.

     Ve aşağıdaki videoyu paylaşıyorum. Ben Togu tanıtmaya çalışmadım. Tanımak isterseniz videoyla başlayabilirsini ;)

Read More...
 
Copyright (c) 2012 Hüseyin KÜÇÜK
Php Yazılım Uzmanı, Öğretim Teknoloğu, Toplum Gönüllüsü