Kod Dostu

Kod Dostu

İlk Ev Arkadaşım, Hoşlandığım Kadın ve Dostum Sandığım Adam

  • Unknown
  • - 01 Temmuz 2011
  • Hayat bir şakadan ibaret geliyor artık bana. Bazen kötü bazen güzel şakalara maruz kalıyoruz. İnsanın yaşanmışlıkları attıkça güzeli de kötüsü de karşısına fazlasıyla çıkmaya başlıyor. Yaşadığım ve başardığım onca güzel şeye rağmen şu son 7 ay içerisinde 3 kişinin bana yaşattıkları yüzünden psikolojim alt üst oldu. İnsan içine çıkma isteğim kalmadı, girdiğim ortamlardan zevk alamadım, kendimi işime vererek oyalanmaya çalıştım. Şuan bu yazıyı yazabiliyor olmam iyileştiğimin bir göstergesidir.

    Mevlana bir sözünde şöyle seslenir bizlere: "Denizin dibinde incilerle taşlar karışık olarak bulunurlar, övülecek şeyler de kusur ve yanlışların arasında bulunurlar.". Benim de yaptığım onca güzel şey yalnız kalamazlardı ve kalamadılar da.

         İlk kötü şakayı, ilk ev arkadaşım yaptı. Bu adam üniversiteye ilk geldiğim de tanıştığım, bölümüme geçtikten sonra arkadaşlığımızı devam ettirdiğimiz birisiydi. İyi denebilecek seviyede şiir yazan ve boş konuşmak üzerine ileri düzey bir yeteneği olan bu arkadaş; onca sınıf arkadaşı olmasına, katılıyorum dediği onca topluluk olmasına rağmen benimle arkadaşlık etmek istiyordu. Bunun sebebi iyi bir dost olmam da olabilir fakat asıl sebep insanlar arasında kendisine yer edinememesiydi. Kim ne yapsın böyle adamı? Boş boş konuşup insanları rahatsız eden, her kadına sırnaşmaya çalışan, haksız olduğu zamanlarda karşısındakine haklısın diyemeyecek kadar aciz bir insan. İşte ben böyle bir adamla aynı evde yaşama kararı aldım. Bunun sebebi başka arkadaşım olmaması değildi. Benim ben geliyorum dediğimde evini açacak hatta evini değiştirecek bir sürü arkadaşım var. Fakat insanlar içinde yer edinemeyen, toplumsal alanda tutunmayı bilemeyen bu arkadaşıma iki yıl uğraştığım gibi daha yakından uğraşarak bir şeyler katabilirim diye düşündüm. Düşünmez olsaydım keşke.

         Bir dönem (üniversite eğitim dönemi) boyunca aynı evde kaldık. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım. Tabi o da bana yardımcı olmaya çalıştı. Ev işlerinden anlamam ve bana çok yardımı oldu. Onu bir çok ortama soktum, arkadaşımla tanıştırdım. Yanlışlarını göstermeye çalıştım. Fakat hiç bir düzelme göstermeyen bu adamın beni tanımadığına kesin kanaat getirdiğim bir zamanda yanından ayrılmaya karar verdim. Bunu kendisine 1.5 ay önceden söyledim ve ilk olarak onunda tanıdığı yeni ev arkadaşım ile beraber yani üçümüz çıkalım istedim fakat o istemedi. Neyse. Ben dönem arasında yeni evime çıktım. İşte olaylar o zaman başladı. Benim para konuşmayı hiç sevmediğimi tüm dostlarım iyi bilir. Cebime giren çıkan paranın hesabını bilmem ben. Para muhabbeti yapmaktan da nefret ederim. Fakat beni en iyi tanıması gereken kişilerden biri olan bu fizikçi arkadaş bunu bilmiyormuş.

         Bir gün telefonuma bir mesaj geldi. Mesaj da benden bu arkadaş evin kirasını istiyordu. Pardon! Ben kiramı ödeyip çıkmıştım evden ve benden para istiyordu. Güzelce açıkladım ve bu kez de fatura parası istedi. Evet son ayın faturalarını ödememiştik ve onları verecektim zaten. Fakat benden 150 tl isteyen arkadaşımın açıklaması beni şaşırttı. Ona göre biz geçen ayı ödememişiz. Yani 2 aylık faturaymış bunlar. İyi de ben geçen ayın parasını eline verdiğimi dün gibi hatırlıyorum? aa orada başladı tartışma işte. Benim TOG ile tanıştırıp içerisine girmesine vesile olduğum, arkadaşlarım ile tanıştırıp kendisine yer edinmesini sağladığım, hasta olduğunda ilk ben koştuğum, başı sıkıştığında (maddi - manevi) yanında olduğum, eski sevgilisi yüzünden tartıştığı adamlardan olaylarla alakam yok iken hakaret işittiğim ve kavga ettiğim bu adam benden para koparmaya çalışıyordu. Adam gibi ihtiyacı olduğunu söylese ben ona bir şekilde mutlaka yardımda bulunurdum ama olay farklıydı. Tog da benim aracılığım ile girebildiği ortamlarda benim arkadaşlarıma benim hakkımda atıp tuttuğunu duydum. Bunu da söylediği insanlardan duydum. Benim faturaları ödemeyip kaçtığımı, onu yalnız bıraktığımı söyleyip beni karalamaya çalışan bu adama en güzel cevabı ona inanmayan arkadaşlarım verdi zaten. Fakat son konuşmamızda ağzının payını güzel bir şekilde verdim bu arkadaşın ve son  ayın faturalarını ödeyerek aramızdaki muhabbeti kapattım.

        Dostum sandığım, beni tanıdığını sandığım, onun için elimden geleni yaptığım bir insandan böyle davranışlarda bulunmasını beklemezdim. Gerçekten benim için çok kötü bir durum. Ona son bir şey söylemek istiyorum, onun en çok sevdiği sanatçını Sezen AKSU'nun ağzından: "Soğuk yenir kin, ihanet intikamsız kalmaz.".

         İlk şakanın gelişme sürecinde birisinden hoşlanıyordum. Görünüşüyle gerçek kimliğini gizleyen kişiler vardır ya, işte öyle birisiymiş. Ağzından sevgi lafını eksik etmeyen ama sevmenin ne olduğunu bilmeyen kişilerden. Bana göre sevmek Sunay AKIN ın dizelerinde saklı:


    Saçak altına sığınmış
    göçmen kuşun
    kar tanecikleri arasında
    düşen beyaz tüyünü de
    görebilmek
    İşte sevmek.


         İşte sevmek, tüm dikkatimi onun üzerine vermiş, tüm çabamı kendisine olan özgüveni geri kazanması için uğraşmaya adamıştım. Eğitimlere ve çeşitli organizasyonlara katılması için sorumluluklar alması için çabalar gösterdim. Bu çabalarım sonuç verdi. Ona duygularımı söylediğim de beklemediğim bir cevap aldım. O beni sadece dostu olarak görüyormuş. Dost. Bu olabilecek bir şey. Yaptığım onca şeyi bir dosttan ayrı bir ilgiyle yaptığımı ona da hissettirdiğimi düşünüyorum. Fakat istemiyorum demenin farklı bir yöntemi işte olabilir. Saygı duyarım. Fakat beni kıran nokta beraber katıldığımız bir ortamda benim yanımda hiç tanımadığı veya az biraz tanıdığı adamlar ile gecenin bir körü dışarı çıkıp, zaman geçirmesi oldu. Yanı başında oturan ve dostum dediği adamı çağırmaması ki yanlarına gittiği adamların kimseye söylemeyin demesi yüzünden bunu yaptı, kabul edilemez bir durum.

         Bunu yapan kişinin kişiliğinden şüphe etmek gerekir. Hiç tanımadığın bir yerde, ne oldukları belli olmayan bu adamlar ile (kişilere sözüm yok yanlış anlaşılmasın) gecenin bir saati dışarı çıkıp zaman geçirmek, ki bunu dostum dediği kişiden habersiz yapmak kimlere uygun bir davranıştır adını siz koyun. O olaydan sonra haksızlığını, yanlışını kabul etmesi güzel bir durumdu ama bunu hiç yapmaması gerekirdi. Ona da güzel bir konuşma yaptım. İzmir de gece arada bir dışarı çıkar arkadaşlarım ile eğlenirim. Bu çıkmalarım da onunla karşılaşmam ve bulunduğu ortamı görme şansı yakalamam iyi ki böyle birisinden kurtulmuşum dedirtti bana.

         İkinci şakadan sonra hayatım tam anlamıyla cehennem oldu. Ruh gibi dolaştığım, uyuyamadığım zamanları hatırlıyorum. Tam düzelmeye başladığım bir dönemde de dostumuz dediğimiz bir kişinin sorunları patlak verdi. Bir insan düşünün ki her şeyi bildiğini sanır ama hiç bir şeyden anlamaz, üstün gözükmeye çalışır fakat yaptığı kendisini bitirmektir. İşte böyle bir adamın bir çok yanlışını dostumuz dediğimiz için görmezden geldik. Taki son olaya kadar. Bir insan kardeşim dediği adamın eski sevgilisiyle birlikte olmak için nasıl uğraşır? Nasıl bir işkemben var senin. Sonra düşündük ki bize söylediği yalanlar, onu soktuğumuz ortamlarda arkadaşlarımıza sırnaşmaya çalışmaları, saygısızca hareketleri. Biz bu adamı çok görmezden gelmişiz. Kendisini bitiren insanlardan nefret ederim. Kişiliği oturmamış insanlardan da.

         Fakat bu son şaka diğer ikisi kadar derin yara vermedi. Ona son bir konuşma yapma gereği dahi duymadım. Gerek yok çünkü. Kaybeden, ahlaksız durumuna düşen de o. Gerisini o düşünsün artık.

         Bir kızıl derili atasözü şöyle der: "İhanet arkadaşlık zincirini karartır, fakat vefa onu her zamankinden parlak yapar." Herkesin hayatında vefasız insanlar vardır. Önemli olan onlara dahi vefalı davrandım diyebilmektir. Ben rahat bir şekilde bunu söyleyebiliyorum. Her arkadaşıma, dostuma elinden geldiğince yardımcı olmaya, onun yanında olduğumu hissettirmeye çalıştım. Gerisi onların karakterlerine kalmış. Büyük konuşmayı sevmem ama benim dostluğumu kaybetmek servet kaybetmekten daha zordur. Fakat kaybedilirse de dünyaları kaybetmekten beter olur.

         Yaptığım iyilikleri söylemek asla huyum değildir. Burada söylemem gerekiyordu çünkü bu şekilde, bu yazıyı yazarak müthiş bir rahatlık duyacağımı düşünüyordum ve duyuyorum :)

    0 Yorum:

    Yorum Gönder

     
    Copyright (c) 2012 Hüseyin KÜÇÜK
    Php Yazılım Uzmanı, Öğretim Teknoloğu, Toplum Gönüllüsü