Kod Dostu

Kod Dostu

Yeni İşletim Sistemim LİNUX -- UBUNTU

Linux sistemlerine olan ilgimden dolayı uzun süredir işletim sistemimi değiştirmeyi ve linux sistemleri hakkında daha çok bilgi edinmeyi amaçlıyordum. Fakat gerek iş güç gerekse linux konusundaki tecübesizlik yüzünden bu isteğimi sürekli ertelemekteydim. Ama sonunda istediğimi yaptım ve linux dünyasına adımımı attım :)

Dün akşam bilgisayarımın başında oturmuş haftaya her gün girmek zorunda olduğum toplamda altı sınavım için çalışsam mı diye düşünürken bir yerlerde pardus ile ilgili bir şeyler gördüm. Asıl isteğim pardus kullanmaktı. Şeytan bir şekilde dürttü ve " hadi kur, ne olacak ki?" dedi. Bende hemen pardusun sitesine giderek bilgilerimi tazeledim. :( Sonrasında da vazgeçtim. Baştan formatlama yaparak windows u kaldırıp pardusu kurmak şu aşamada korkuttu beni. Çünkü herhangi bir hatada eski sistemimin geri gelme şansı ortadan kalkabilirdi. Buda benim tüm bilgilerime veda etmem, sınavlar öncesi zaten az olan notlarımı da kaybetmem demekti. Neyse Pardus ile ilgili bilgi taraması yapmak istedim. Dallandım dallandım linux sistemleri hakkında taramalar başladı ve o da ne? Neyle karşılaştım. :D Ubuntunun windows kullancıları için hazırlayıp resmi olarak desteklediği wubi yükleyicisi. :D

Wubi tıpkı diğer windows uygulamaları gibi basit ve kolay bir şekilde ubuntuyu makinelerimize yüklememizi ve kaldırmamızı sağlayan bir uygulamacık. cık dememin sebebi iki üç tıklama ile ubuntuyu sisteminize kurabilmeniz. Eğer Linux ve ubuntuyu merak ediyorsanız Wubi tam size göre.


Kurulumu anlatmamamın sebebi zaten internette var olması. Var olan bir şeyin aynısını internete yükleyerek bir çöplük oluşturmak asla istemeyeceğim bir durum.

Ubuntuyu kurduktan sonra ilk yaptığım şeylerden birisi masaüstümü düzenlemem oldu.

Bunun için Avant pencere gezginini Main Menu deki Ubuntu Software Center dan bulup yükledim. Daha sonra bu programcık üzerinde çeşitli oynamalar yaparak sağ taraftaki masaüstüme ulaştım :)

Sistemi tarayıp ne var ne yok diye uzun süre gezindim. Main Menu kısmında Ubuntu Software Center en dikkat çeken yerlerden bir tanesi. Amacınıza uygun linux için geliştirilmiş yazılımları buradan kolayca bulup sadece install (türkçe ubuntuda indir :P) a tıklamanız yeterli. O buluyor, yüklüyor, kullanılır hale getiriyor. Ben hemen yazılım geliştiriciler için geliştirilmiş Bluefsih Editor ü yukledim. Belki daha iyileride vardır bilmiyorum ama yazdığım kodlarda iyi verim aldığım bir idesi var. Diğer yüklediğim programlar FileZilla, aMSN vb.

Sonra PHP yi ben nasıl kullanıcam dedim. Bi sanal sunucu lazım. Nette biraz araştırma yaptım ve çok çok basit bir şekilde hemde sisteme kodla müdehale ederek apache ve PHP5 i kurdum :D

Main Menüden Accessories den Terminal i çalıştırıp aşağıdaki kodları sırası ile uygulamak yeterli.

sudo apt-get install apache2
sudo apt-get install php5
sudo apt-get install libapache2-mod-php5
sudo /etc/init.d/apache2 restart

Evet işte bu şekilde ilk olarak linux a kod ile müdehalede bulunmuş oldum :D İstediğim de buydu zaten. Fakat Apache ve PHP i kurduktan sonra /var/www dizini içerisinde değişiklik yapılamadığını fark ettim. Dosya izinlerinde bir şeyler vardı.

Bunun içinde Terminale gelip sudo chmod 777 /var/www -R yazmak yeterli oldu. Daha sonrasın da ilk PHP kodumu ubuntuda yazarak ve çalıştırarak rahatladım :D

Uzun lafın kısası artık bir linux kullanıcısıyım. Fakat bunu hala windows kurulu halde yaptım. Yakında linuxu iyice öğrenip tamamen (windows u kaldırarak) geçiş yapmak istiyorum. Bilgisayarla iç içe olan kullanıcılara önerim linux u denemelisiniz. Hız istemez ve bireysellik  misiniz?
Read More...

CMMI (Capability Maturity Model Integration)

     CMMI Nedir?
     Toplam Kalite Yönetiminin üretim aşamalarındaki etkisi tüm dünya tarafından kabul edilmiş ve süreçleri daha üretken hale getirme noktasında TKY yöntemleri kullanılmaya başlanmıştır. Çok eskiye dayanmayan bu yöntem ve teknikler sürekli geliştirilmektedir. Ben TKY içerisinde yer alan, yazılım geliştirme süreçlerinde çoklukla başvurulan CMMI modelinden bahsedeceğim. Kısaca CMMI nedir?, Nereden çıkmıştır? ve CMMI ile ilgili temel bilgiler nelerdir? sorularına değinip model hakkında bir bilgi aktarımında bulunacağım.

     CMMI kelime anlamı alarak Yeterlilik Olgunluk Modeli Entegrasyonu anlamına gelmektedir. CMMI kurum ve kuruluşların üretim süreçlerini iyileştirmeleri için atmaları gereken temel adımları gösteren bir Süreç İyileştirme Modelidir. Rehber diyebileceğimiz CMMI iyileştirme için ne yapılması gerektiği noktasında etkilidir fakat nasıl yapılacağı noktasında kesin bir şey söyleyemez. O sadece olgun olmayan bir süreçten olgun, disiplinli bir sürece geçmek için nelerin yapılması gerektiğini söyleyerek bir yol haritası oluşturur. CMMI da olgunluk gelişimi CMMI olgunluk seviyeleri ile sağlanır. Her seviyenin kendi içinde belirli süreçleri vardır ve o süreçler tamamlanmadan diğer sürece geçmek mümkün değildir. Bu da sürekli bir iyileşmenin, gelişmenin göstergesidir. CMMI, dünyada ve Türkiye’de daha çok IT sektöründe,  yazılım geliştirme yapılan kurum, departman ve projelerde kullanılan bir referans model olarak uygulanmaktadır. Özellikle savunma sanayi başta olmak üzere; Ar-Ge ve yeni ürün geliştirme konusunda hizmet veren kurumların aradıkları bir standarttır.
     1970 lerde Amerikan Savunma Bakanlığının aldığı yazılım ihalelerinde başarısızlıklara uğraması sonucu (Projeleri tamamlayamama, çok geç tamamlama, süre-maliyet tahminlerinin yanlışlığı) Carnegie Mellon Üniversitesinden, çok az sayıdaki yazılım firmalarını analiz ederek, bakanlığın ihtiyaç duyduğu yazılım firması sayısını karşılayabilmek için diğer başarısız olarak görülen firmalarında kullanabileceği bir model oluşturmasını istemiştir. Böylece CM, CMMI süreç iyileştirme yaklaşımını geliştirilmiştir.
      
     CMMI sürecine dahil olan herkes ile tek tek ilgilenilmesi ve ayrıca her bir seviye için 8-12 ay arasında bir eğitim alınması gerekmektedir. Nitelik danışmanlık firmaları her seviye için $60.000 - $70.000 arasında bir ücret istemektedir.

     Beklenen Maliyetler ???
  • CMMI denetimine girilebilmesi için, CMMI ekibinde olacak en az üç kişinin Introduction To CMMI eğitimini alması gerekmektedir. Ki bu eğitimde SEI (Software Engineering Enstitute) tarafından onaylanmış bir kişi tarafından verilmelidir.
  • Ön denetim maliyeti
  • Denetim maliyeti
  • Süreç destek araçlarının üretim maliyeti
  • İşgücü maliyeti
  • Süreç iyileştirme çalışmalarındaki motivasyon arttırıcı ödüllerin maliyeti.
     Yorucu, maliyetli bir model olarak görülmesine rağmen hiçte öyle olmadı dünya çapında büyük kurum ve kuruluşlarca kullanılmasından anlaşılan bu modelin seviyeleri ve bu seviyelerin süreçleri ile ilgili ayrıca yazacağım bir yazı olucak. CMMI yazı serisini kaçırmamanızı ve sadece burasıyla sınırlı kalmayarak daha başka kaynaklardan özellikle ingilizcesi olanların yabancı kaynaklardan araştırma yapmalarını öneririm.
     İyi geceler ;)
Read More...

16. GENÇLİK KONSEYİ

Geç kalmış bir yazı, internet yokluğundan değil yoğunluktan olsa gerek diye düşünüyorum. Neyse zamanı geldi işte ve başlıyorum artık :)
16 - 19 Eylül 2010 tarihleri arasında Bolu da gerçekleştirilen Toplum      Gönüllüleri 16. Gençlik Konseyi katılımcılarından bir tanesi bendim. Ben ve Gamze arkadaşım Ege Üniversitesi Toplum Gönüllülerini temsilen bu konseye katıldık. Tabi katıldık derken şunu belirtmek istiyorum. Hadi biz gidelim temsil edelim demedik. Bunun bir seçim süreci oldu ve sonunda ikimiz seçilerek katılımcı olduk.
     Burada "Konsey nedir?" sorusu akıllara gelmiş olabilir. TOG Konsey Toplum Gönüllüsü gençlerin en önemli paylaşım alanıdır. Türkiye genelindeki Toplum Gönüllüleri Örgütlenmelerinden (üniversite kulüpleri, toplulukları, üniversite dışı örgütlenmeler) katılımcılar, vakıf bünyesinde gönüllü veya profesyonel olarak çalışan ve farklı sivil toplum kuruluşlarından kişiler TOG Konsey katılımcıları arasındadır. Her konseyin belirli bir konusu/konuları vardır. Konsey bünyesinde geçmiş senelerde yapılanlar hakkında bilgi paylaşımında bulunulur ve gelecekte yapılacaklar hakkında yol haritası çizilir. TOG Konsey bir yıl içerisinde iki kez gerçekleştirilir.  Daha fazla ayrıntı için : http://www.tog.org.tr
     15 Eylül gecesi saat 11:30 aracıyla yolu koyulmaya başladığımızda konseyin nasıl farklı bir şey olduğunu anlamaya başladım. İki kişi olarak bindiğimiz otobüste dokuz kişi Toplum Gönüllüsü olduk :) Hepimizde konsey katılımcısıyız. Otobüs yolculuklarında uyumama huyum olduğundan sabaha kadar oyalanacak bir şeyler bulmalıyım diye bütün gece düşünen ben yerime oturduğumda buna gerek kalmadığını fark ettim. Çünkü Gamze arkadaşım ile ayrı yerlere oturmamızı isteyen şirketteki arkadaşlar, gerçekleştiremediğimiz yaz projesinde tanıştığım Hacettepe örgütlenmesi gönüllüsü Buket arkadaşımla bizi yan yana oturtmuştu. Muhabbet sohbet müzik felan derken Ankaraya vardık. Ankara otogarı'nda buluşulacak ve oradan da Boluya hareket edilecekti. Otogarda ki bekleme süremiz biraz abartılsa da önemi yoktu çünkü TOG birbirine ısınıyordu.  Neyse boluya vardık ve Abant İzzet Baysal Üniversitesinin dağ başındaki kampüsüne gittik. Dağ başında dediğime bakmayın gerçekten hoşuma gitti. O doğallıkla iç içe olmak, sessizliğin ve sakinliğin tadını çıkarmak, yurt yolundaki manzaraya bakmak gerçekten harikaydı. Bir ara Gamze ye "Ben buraya geçiş yapmak istiyorum." gibisinden bir şaka dahi yaptım. Tabi şaka Ege bir numara :P

     Vardık ve başladık programa. Daha doğrusu başlamışız zaten :D Adı güzel içeriği doyurucu olmayan, her ikisi de güzel olan, her ikisi de kötü olan eğitim, konferans vb. şeye katıldım, katılmadıklarım hakkında bilgi aldım (tabi bunlar benim fikrim). En sinir bozucu olan hala TOG u benimseyememiş insanların olduğunu görmek oldu. Eleştiriden başka bir şeyin olmadığı bir konsey geçirdim. Sözde sloganımız "Eleştirmek değil, değiştirmek için...". Nedense virgülden sonrasına geçemiyoruz. Kurucu Üyelerden İbrahim Betil'in saha buluşması grubuna denk geldim şansıma. Abi sen bari yapma. Fikir soruyorsun sonrsında o fikirleri çürütmek için elinden geleni yapıyosun ama doğru yolu söylemeden. (doğru yol varsa tabi)

      Yeni temaya geçilecekti ve geçildi ama bir sürü soru işaretiyle. Özgür ve Demokratik Üniversite. Bu tema kimlerin haklarını koruyor veya kimlerin durumlarını değiştirmeye yönelik çalışmaları kapsıyor gibi şeylere neredeyse değinilmeden "Özgürlük nedir?", "Demokratiklik ..." gibi şeyler konuşularak geçiştirildiğini düşünüyorum. Bize tema lazım mı diye gerçekten düşünmeye başladım. Tema o kadar çok lanse edildi ki "ahanda gerçekten bir şeyler değişicek." dedim. Ama bakıyorumda değişen yok ya da ben duymuyorum görmüyorum. Bundan sonraki fikrim sürekli değişen bir tema değil TOG misvon ve vizyonları öncülüğünde oluşturulacak bir tema ile gidilebildiği yere kadar gidilmesi yönünde. Ya da olmasın mı tema acaba? Tartışılabilecek bir konu.

     Bitirirken konseye katılmayı düşünen toplum gönüllüsü arkadaşlara söylemek istediğim bazı şeyler var. Böyle bir ortamı bulmak gerçekten çok zor. O kadar farklı ama eşit, sizinle bir şeyler paylaşmak isteyen insanı bir arada bulmak, her ama her türlü konuyu konuşabilmek harika bir duygu. Yapılan atölyeler, açık alanlar alt grup çalışmaları (bizim alt grup çalışmamız saat 2 ye kadar sürdü) gerçekten doyurucu, öğretici oluyor. Tabi katılacağınız atölyeleri, açıkalanları vb. seçerken dikkatli olun. Memnun olacağınızı düşündüklerinize katılın.
      Gerçekten bitirirken :) konseyde bize sunulan imkanlar gerçekten güzeldi. Ulaşım, kalacak yer, yemek vb. Bu konularda emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Her öğünde tavuk yemeseydik daha da iltifat edebilirdim ama :P bu kadar yeter hehe.
      Bu arada konsey ön kitabına göz atmak isteyenler için aşağıda linkini paylaşacağım adresten konsey içeriği ile ilgili daha fazla bilgiye ulaşabilirler ;)
     http://issuu.com/emrahgursel/docs/16gk-onkitap?mode=embed&layout=http%3A%2F%2Fskin.issuu.com%2Fv%2Flight%2Flayout.xml&showFlipBtn=true

              Bir şarkıyla veda edelim :)
             Our House : Crosby, Stills & Nash

Read More...

Bugün Sevinçli Günüm

     Evet, uzun süredir bu kadar sevinçli olduğumu hatırlamıyorum. Hatırlayamıyorum. Okulum için İzmire geldiğim günden bu yana iş ile birlikte hayatım çok yorucu bir hal aldı. Bunlarla beraber iki yıla yakındır gönüllülük yaptığım Toplum Gönüllüleri Ege Üniversitesi Öğrenci Topluluğunun da projelerine katılmaya devam ettim. Kısacası anlayacağınız enerjimi istediğim alanlarda istediğim şekilde harcadım, harcıyorum. Fakat bu değişken hayat çizgim üzerinde bugün olduğum kadar sevinçli olamadım (bu yıl için konuşuyorum sadece). İzmire geldiğim ilk hafta uydunet e başvurmuş ve netimin bağlanmasıyla evimden işlerime odaklanma isteğim amacına ulaşmaya yaklaşmıştı. Fakat uydunet modemimin bozuk olduğu gerçeğinin farkına varmama çok sonra karar verince (teknik servisin gelmesi için 3 hafta bekledim) bütün hefeslerim sönmeye başlaması bende bi asabiyete ve ümitsizliğe neden oldu. Fakat bu asabi halimde dahi insanları kırmadığımı açık bir dille korkmadan söyleyebilirim. Her neyse :) Yaptığım işlerden zevk alamadığım zamanlar dahi oldu. Bi nete neden bu kadar taktığımı bende anlamıyorum ama taktım ve olmadan devam ederse hayatımda bazı şeylere son vermeye karar verebilecek duruma geldim. Gerek kalmadı ama. Buradayım ve netim bağlandı :) sevinçliyim ve öyle kalmayı ümit ediyorum.
     Bu süreçte uğrama isteği duymadığım blogum ilk geldiğim yerlerden bir tanesi :) heralde düzelme başladı. Aslında bu yazı bir hevesle oluştu ve içerisinde kendi başına bir konu olabilecek çok konu var. Onlarda artık bu blogtan ya da başka bir blogtan!!! aktarılmaya çalışılacaktır. Neyse  hadi görüşürüz, artık buralardayım :P
Read More...
 
Copyright (c) 2012 Hüseyin KÜÇÜK
Php Yazılım Uzmanı, Öğretim Teknoloğu, Toplum Gönüllüsü