skip to main
|
skip to sidebar
Hakkımda
Cv
Reklam
İletişim
Abone Ol
Takip Et
Rss
Hüseyin KÜÇÜK
Php yazlımcı, Edebiyat sever, Toplum gönüllüsü
Kod Dostu
Kod Dostu
Web Toolbar by Wibiya
Anasayfa
Php
Toplum Gönüllüleri
Sunay AKIN
Genel
Global Masonluk
Unknown
- 13 Eylül 2009
Masonluğun tarihini inceleyen uzmanların çoğunun ortak görüşü, örgütün tarihinin Haçlı Seferleri'ne kadar uzandığıdır. Elbette ki masonluk resmi olarak 18. yüzyılın başların da ingiltere'de kurulmuş ve tanımlanmıştır, ama aslında örgütün arka planı, belirttiğimiz gibi Haçlı Seferleri'ne, yani 12. yüzyıla dayanmaktadır. Bu eski hikayenin odak noktası ise, "Tapınak şövalyeleri"(Templar Knights) veya kısaca "Tapınakçılar" (Templars) olarak bilinen bir Haçlı tarikatıdır. Haçlı Seferleri her ne kadar Hıristiyan inancının bir ürünü olarak anlaşılsa da, aslında temeli maddi çıkarlara dayanan savaşlardır.Avrupa'nın büyük bir yoksulluk ve sefalet içinde yaşadığı bir devirde, Doğu'nun ve özellikle de Ortadoğu'daki Müslümanların refah ve zenginliği,Avrupalıları cezbetmiştir. Bu motivasyonun, Hıristiyanların dini sembolleriyle süslenmesi sonucunda, dini görünümlü, fakat gerçekte dünyevi amaçlara yönelik bir "Haçlı düşüncesi doğmuştur. Hıristiyanların daha önceki devirlerde temelde barışçıl bir siyaset izlerken, ani bir dönüşle savaşçılığa eğilim göstermelerinin nedeni budur.
Haçlı Seferleri'ni başlatan kişi, Papa II. Urban'dı. 1095 yılında topladığı Clermon Konseyi ile, o zamana kadar Hıristiyan dünyasında hakim olan barışçıl doktrini değiştirdi ve "kutsal toprakların Müslümanların elinden kurtarılması amacıyla" bir kutsal savaş çağrısında bulundu. Ardından, hem profesyonel savaşçıların hem de on binlerce sıradan insanın katıldığı dev bir "Haçlı Ordusu" oluştu. Tarihçiler Papa II. Urban'ın bu girişiminde, kendisine rakip olan bir diğer papa adayını gölgede bırakabilme isteğinin rol oynadığını düşünürler. Papa’nın çağrısına heyecanla tabi olan Avrupalı krallar, prensler, aristokratlar veya diğer insanlar da aslında temelde dünyevi niyetlerle bu savaş çağrısını kabullenmişlerdi. "Fransız şövalyeleri daha fazla toprak ummuş, italyan tacirleri Doğu Avrupa limanlarında ticareti büyütmeyi hayal etmifş... çok sayıdaki yoksul insan, sadece normal yaşamlarının zorluklarından kaçabilmek için sefere katılmıştı."1 Nitekim bu aç gözlü kitle, yol boyunca pek çok Müslümanı ve -hatta Yahudiyi- sırf "altın ve mücevher bulma" hayaliyle öldürdü. Hatta Haçlılar, öldürdükleri insanların karınlarını deşerek, "ölmeden önce yuttuklarına" inandıkları altın ve değerli taşları araştırıyorlardı. Haçlıların maddi hırsı o kadar büyüktü ki, VI. Haçlı Seferi'nde Hıristiyan Konstantinapolis'i (yani İstanbul'u) dahi yağmalamaktan çekinmemişler, Ayasofya'daki Hıristiyan fresklerinin altın kaplamalarını sökmüşlerdi. işte kendilerine "Haçlılar" denen bu güruh, pek çok yeri yakıp-yıktıktan, pek çok Müslümaı› kılıçtan geçirdikten sonra 1099 yılında Kudüs'e vardı. Yaklaşık 5 hafta süren uzun bir kuşatmanın ardından şehir düştü ve haçlılar kente girdiler. Bir tarihçinin ifadesiyle "Buldukları tüm Arapları ve Türkleri öldürdüler... Erkek veya kadın, hepsini katlettiler."
Haçlılardan biri, Raymund of Aguiles, bu vahfleti "övünerek" şöyle anlatıyordu: Görülmeye değer harika sahneler gerçekleşti. Adamlarımızn bazılaru -ki bunlar en merhametlileriydi- düşmanların kafalarını kesiyorlardı. Diğerleri onları oklarla vurup düşürdüler, bazıları ise onları canlı canlı atefle atarak daha uzun sürede öldürüp işkence yaptılar. Şehrin sokakları, kesilmiş kafalar, eller ve ayaklarla doluydu. Öyle ki, yolda bunlara takılıp düşmeden yürümek zor hale gelmişti. Ama bütün bunlar, Süleyman Tapınağı'nda yapılanların yanında hafif kalıyordu. Orada ne mi oldu? Eğer size gerçekleri söylersem, buna inanmakta zorlanabilirsiniz. En azından şunu söyleyeyim ki, Süleyman Tapınağı'nda akan kanların yüksekliği, adamlarımızın dizlerinin boyunu aşıyordu. 3 Haçlı Ordusu Kudüs'te iki gün içinde yaklaşık 40 bin Müslümanı üstte anlatılan yöntemlerle vahşice öldürdü.4 Haçlılar, Kudüs'ü kendilerine başkent yaptılar ve sınırları Filistin'den Antakya'ya kadar uzanan bir Latin Krallığı kurdular. Bu tarihten sonra Haçlıların Ortadoğu'da tutunabilme mücadelesi başladı. Kurdukları devleti ayakta tutabilmek için örgütlenmeleri gerekiyordu. Bu nedenle daha önce benzeri bulunmayan "askeri tarikatlar" kuruldu. Bu tarikatların üyeleri, Avrupa'dan Filistin'e göç edip, burada bir tür manastır hayat› yaşıyor, bir yandan da Müslümanlara karşı savaşmak üzere askeri eğitim görüyorlardı. işte bu tarikatlardan biri, diğerlerinden farklı bir yol tuttu. Ve tarihin akışına etki edecek bir değişim yaşadı. Bu tarikat, "Tapınakçılar" tarikatıydı.
Kaynak:
Harun YAHYA
(Global Masonluk)
0 Yorum:
Yorum Gönder
Sonraki Kayıt
Önceki Kayıt
Ana Sayfa
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Haftanın Şarkısı
Reklamlar
Twitter Konuşmalarım
Blog Arşivi
►
2012
(1)
►
Ocak
(1)
►
2011
(32)
►
Aralık
(2)
►
Kasım
(2)
►
Ekim
(2)
►
Eylül
(1)
►
Ağustos
(1)
►
Temmuz
(2)
►
Haziran
(4)
►
Mayıs
(2)
►
Nisan
(3)
►
Mart
(6)
►
Şubat
(4)
►
Ocak
(3)
►
2010
(44)
►
Aralık
(5)
►
Kasım
(4)
►
Ekim
(2)
►
Temmuz
(3)
►
Mayıs
(5)
►
Mart
(7)
►
Şubat
(6)
►
Ocak
(12)
▼
2009
(43)
►
Aralık
(2)
►
Kasım
(5)
►
Ekim
(8)
▼
Eylül
(25)
NEREDEN ÇIKTI BU BOLŞEVİK DEVRİMİ
PROGRAMCININ KISIR DÖNGÜSÜ
SÜLAYMANİYE CAMİİ'NİN HARCI
OHH, OZON DELİĞİ DARALIYOR
ACABA SONUMUZ NASIL OLACAK
BİLGİSAYAR ERKEK Mİ DİŞİ Mİ?
ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR DAHA
PRAMİTLER
FİZİK SORUSU
Fatih’i İstanbul’a sokmayan adam
Osman Gazi
ASP.Net GridView Kullanımı
AVRUPA ANTAKYA'DA BÖLÜNDÜ
Kız Kulesi , Aşk Kulesi
Bunu biliyor muydunuz?
Ne Ki Bu?
Aldatan Hisler
Global Masonluk
Plan ve Ben
Doğru da neymiş?
SEVGİ İÇiN HERSEYE DEĞER
İstanbul, Körler Ülkesinin Karşısına Kurulan Kent
ASP.Net e giriş
EFSANELERE GÖRE İSTANBUL’UN KURULUŞU
MEDYUN HAVBA ???
►
Mayıs
(3)
Copyright (c) 2012 Hüseyin KÜÇÜK
Php Yazılım Uzmanı, Öğretim Teknoloğu, Toplum Gönüllüsü
0 Yorum:
Yorum Gönder